KAYSERİ’de, 13’üncü yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı Alaeddin Keykubad’ın eşi Hunat Hatun tarafından yaptırıldığı değerlendirilen tarihi Cırgalan Hanı, bakımsızlık nedeniyle harabeye dönmüş durumda. Tarihçi Mehmet Çayırdağ, “Kervansarayın taşları üzerinde ustaların kullandığı damgalar, Hunat Camisi’nde kullanılan taşlarla bire bir örtüşüyor. Aynı ustalar hem hanı, hem de camiyi yapmışlar. Kitabesi yok ama Selçuklu dönemi ve Hunat Hatun’un eseri olduğu gayet belli. Tamamen kaybolmuş gibi değil. Kolayca onarılacak bir vaziyeti var” dedi.
Kocasinan ilçesi Cırgalan Mahallesi’nde bulunan tarihi Cırgalan Hanı 13’üncü yüzyılda inşaa edildi. Kentin girişinde bulunan han, o dönemde kervanların dinlenme yeri olarak kullanıldı. Geçen süreçte önemini kaybeden tarihi hanın büyük bir kısmı yıkıldı. Halk tarafından kalıntılarının içine gübre konulan han, bakımsızlık nedeniyle kaderine terk edildi. Herhangi bir kitabesi olmayan hanın, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaaeddin Keykubad’ın eşi Hunat Hatun tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. Tarihi han ile ilgili bilgi veren eski Vakıflar Bölge Müdürü ve Erciyes Üniversitesi’nde Tarih okutmanı Mehmet Çayırdağ, “Kayseri ve çevresinde çok miktarda Selçuklu Kervansarayları var. Örneğin Alaaeddin Keykubad’ın yaptırdığı Sultan Hanı, Celaleddin Karatay’ın yaptırdığı Karatay Hanı, Kara Mustafa Paşa Kervansarayı var. Bunlar arasında birçok küçük hanlar da var. Sadece kalıntıları kalan Cırgalan Hanı’da Selçuklular zamanında Alaaeddin Keykubad’ın zevcesi Hunat Hatun tarafından yaptırıldığına kanaat getirdik. Bu handan kimsenin haberi yoktu. Cırgalan Hanı’nı literatüre kazandırdım. Burayı oradaki halk çok kötü bir halde kullanıyordu. Harap haldeydi. Hatta kalıntılarının içine gübreler konmuştu. Belediyede danışmanlık yaptığım sırada hazineden belediyeye tahsis edildi. Belediye orada bir temizlik yaptı. Yeniden restorasyon projeleri hazırlanarak tamamlanmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
‘TAMAMEN KAYBOLMUŞ GİBİ DEĞİL’
Cırgalan Hanı’nın işlevine değinen Çayırdağ, “Yapıyı incelediğimizde şehre yakın bir yerde dışarıdan gelen kervanların şehre girmeden dinlendiği bir yer olarak faaliyet göstermiş. Bu han, ayrıca Hunat Hatun’un Kayseri‘de yaptırdığı külliyesinin ve türbesinin vakfıydı. İçinde yaptırmış olduğu kervansarayın da ona ait olması gerekiyor. Kervansarayın taşları üzerinde ustaların kullandığı damgalar, Hunat Cami’nde kullanılan taşlarla bire bir örtüşüyor. Aynı ustalar hem hanı, hem de camiyi yapmışlar. Kitabesi yok ama Selçuklu dönemi ve Hunat Hatun’un eseri olduğu gayet belli. Han tamir edilip ayağa kaldırıldıktan sonra bir sosyal hizmet yeri olarak tahsis edilecektir. Bütün planı ortada. Tamamen kaybolmuş gibi değil. Kolayca onarılacak bir vaziyeti var” diye konuştu.
‘BU HAN HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYA SAHNE OLABİLİR’
Tarihi hanın değerlendirilmesi gerektiğini belirten tarihçi Çayırdağ, şöyle konuştu: “Buradaki kalan tonozlarda Selçuklu zamanında sıvanmış olduğu belli. Başka eserlerde de bunu görüyoruz. Birçok eski eser tamirlerinde tonozların derzleri yapılarak çok çirkin bir şekilde açıkta bırakılıyor ve sıvanmıyor. Halbuki tavanlardaki moloz taş tonozların sıvayla kapatıldığını bu handa da görmüş oluyoruz. Şehre çok yakın önemli bir han. Değerlendirilirse iyi olacak. Hanlar fonksiyonlarını kaybetti. Belediyeler her tarafa sosyal hizmet binaları yapıyorlar. Bu han her türlü çalışmaya sahne olabilir. Hem turizme hem de hizmete kazandırılması gerekiyor. Kayseri halı ve kilimin merkezlerinden birisi. Ama bunları sergileyecek bir müze yok.” (DHA)
GÜNDEM
08 Aralık 2024SPOR
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024SPOR
08 Aralık 2024SPOR
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024